Перевод: со всех языков на турецкий

с турецкого на все языки

uzak durmak

  • 1 keep aloof

    uzak durmak

    English-Turkish dictionary > keep aloof

  • 2 stay away from

    uzak durmak?

    English-Turkish dictionary > stay away from

  • 3 keep aloof

    uzak durmak

    English-Turkish dictionary > keep aloof

  • 4 stay away from

    uzak durmak?

    English-Turkish dictionary > stay away from

  • 5 keep aloof

    uzak durmak

    English to Turkish dictionary > keep aloof

  • 6 keep away

    uzak durmak, yaklaşmamak, sokulmamak, uzak tutmak
    * * *
    uzak tut
    * * *
    (to (cause to) remain at a distance: Keep away - it's dangerous!) uzakta durmak, yaklaşmamak

    English-Turkish dictionary > keep away

  • 7 keep off

    uzak tutmak, yaklaştırmamak, uzak durmak, yaklaşmamak, dokunmamak, yağmamak
    * * *
    yaklaştırma
    * * *
    1) (to stay away: There are notices round the bomb warning people to keep off; The rain kept off and we had sunshine for the wedding.) uzak durmak, yanaşmamak
    2) (to prevent from getting to or on to (something): This umbrella isn't pretty, but it keeps off the rain.) uzakta tutmak, yanaştırmamak

    English-Turkish dictionary > keep off

  • 8 keep out of

    uzak durmak, yaklaşmamak
    * * *
    (not to become involved in: Do try to keep out of trouble!) karışmamak, uzak durmak

    English-Turkish dictionary > keep out of

  • 9 keep out

    uzak tutmak, dışarıda tutmak, içeri almamak, uzak durmak, yaklaşmamak, girmemek
    * * *
    dışarda tut
    * * *
    (not to (allow to) enter: The notice at the building site said `Keep out!'; This coat keeps out the wind.) içeri bırakmamak

    English-Turkish dictionary > keep out

  • 10 stand off

    uzak durmak, razı olmamak, denize açılmak, geçici olarak uzaklaştırmak, ücretsiz izin vermek, uzak tutmak, yaklaştırmamak
    * * *
    algılama

    English-Turkish dictionary > stand off

  • 11 keep away

    uzak durmak; uzak tutmak

    English to Turkish dictionary > keep away

  • 12 give a wide berth to

    uzak durmak, yanına sokulmamak

    English-Turkish dictionary > give a wide berth to

  • 13 give a wide berth to

    uzak durmak, yanına sokulmamak

    English-Turkish dictionary > give a wide berth to

  • 14 abstain

    uzak durmak, kaçinmak, çekinmek

    English to Turkish dictionary > abstain

  • 15 eschew

    uzak durmak, sakinmak

    English to Turkish dictionary > eschew

  • 16 держаться

    tutunmak,
    tutmak; dayanmak; durmak; davranmak; ayakta durmak; bağlı kalmak
    * * *
    1) tutunmak; tutmak

    держа́ться за пери́ла — korkuluğa tutunmak

    держа́ться (руко́й) за се́рдце — eliyle kalbini tutmak

    на пла́стике кра́ска не де́ржится — plastik, boya tutmaz

    де́ржится? (о гвозде и т. п.)tuttu mu?

    мост де́ржится на быка́х — köprü ayaklar üstüne dayanır

    3) врз durmak

    держа́ться пря́мо — dik durmak

    уве́ренно держа́ться в седле́ — at üstünde güvenli durmak

    держа́ться (по)да́льше от кого-чего-л.uzak durmak

    4) ( вести себя) davranmak

    держа́ться про́сто — hali tavrı sade olmak

    он держа́лся уве́ренно — kendinden emin hali vardı

    дом ещё де́ржится — ev halâ ayakta duruyor

    держа́ться благодаря́ по́мощи извне́ — dışarıdan aldığı yardım sayesinde ayakta durmak

    держи́сь сто́йко! — sıkı dur!

    держа́ться пре́жнего мне́ния — eski fikrine bağlı kalmak

    ••

    весь дом держа́лся на нём — evin direği oydu

    он кре́пко держа́лся за свою́ зе́млю — toprağına dört elle sarılmıştı

    у него́ де́ньги (до́лго) не де́ржатся — para onda durmaz

    Русско-турецкий словарь > держаться

  • 17 abstain

    v. kaçınmak, sakınmak, çekimser olmak; içkiden uzak durmak
    * * *
    sakın
    * * *
    [əb'stein]
    ((often with from) not to do, take etc: He abstained (from voting in the election); He abstained from alcohol.) çekimser kalmak, kaçmak, uzak durmak

    English-Turkish dictionary > abstain

  • 18 shun

    interj. dikkat, hazırol
    ————————
    v. sakınmak, uzak durmak, kaçınmak, çekinmek
    * * *
    sakın
    * * *
    past tense, past participle - shunned; verb
    (to avoid or keep away from.) sakınmak, uzak durmak

    English-Turkish dictionary > shun

  • 19 ihtirâz

    arapça احتراز kaçınma, çekinme, uzak durma, geri durma. ihtirâz etmek kaçınmak, çekinmek, uzak durmak, geri durmak.

    Osmanlı Türkçesi Sözlüğü > ihtirâz

  • 20 keep one's distance

    mesafeli olmak, samimi olmamak, soğuk davranmak, uzak durmak
    * * *
    (to stay quite far away: The deer did not trust us and kept their distance.) uzakta durmak, arada mesafe bırakmak

    English-Turkish dictionary > keep one's distance

См. также в других словарях:

  • uzak durmak — yaklaşmamak, karışmamak Çocuklar ilk günü senden uzak durmuşlardı, nasıl bir kişi olduğunu kestiremiyorlardı. T. Dursun K …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • uzak — sf., ğı 1) Gidilmesi çok süren, çok ötelerde bulunan, ırak, yakın karşıtı Mualla, uzaklardan bir ses duyar gibi oldu. P. Safa 2) Arada çok zaman bulunan Uzak bir gelecekte neler olacağı bilinmez. 3) Eli, gücü veya hükmü yetişmez O böyle işlerden… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • alarga durmak — argo uzak durmak, karışmak istememek, ilgisiz davranmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • soğuk durmak — ilgisiz, sevimsiz davranmak Suat ilgilerine heyecanla karşılık vermiyor, biraz uzak ve soğuk duruyordu. A. İlhan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ihtirâz — (A.) [ زاﺮﺘﺣا ] kaçınma, çekinme, uzak durma, geri durma. ♦ ihtirâz etmek kaçınmak, çekinmek, uzak durmak, geri durmak …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • ibâ' — (A.) [ ءﺎﺑا ] çekinme, uzak durma, kaçınma. ♦ ibâ etmek çekinmek, uzak durmak, kaçınmak …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • ictinâb — (A.) [ بﺎﻨﺘﺝا ] kaçınma, uzak durma, çekinme. ♦ ictinâb etmek kaçınmak, uzak durmak, çekinmek …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • sakınmak — i, den 1) Herhangi bir korku veya düşünce ile bir şeyi yapmaktan uzak durmak, içtinap etmek Gençliğinde gerçekten delifişek, gözünü daldan budaktan sakınmaz bir askermiş. H. Taner 2) Olabileceği düşünülen kötülüklere karşı önlemler almak Bir… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • etliye sütlüye karışmamak — toplum içindeki çeşitli hareketlerden uzak durmak, hiçbir şeyle ilgilenmemek, tartışmalı konulardan kaçınmak Etliye sütlüye karışmamak ve hiçbir ideal için hiçbir mücadeleye katılmamak onun mizacıdır. P. Safa …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tavır almak (veya takınmak veya koymak) — (birine karşı) mesafeli davranmak, uzak durmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • alarga gitmek — argo uzak durmak Kâmuran ı erkekten sayarak biraz alarga gidiyorlardı. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»